25 Haziran 2016 Cumartesi

Yapılmış En İyi Türk Filmi: Susuz Yaz

Yapım Hikayesi

Susuz Yaz Necati Cumalı'nın 1962'de yazdığı hikayenin ismidir. Bu hikaye yine aynı ad ile 1963 yılında Metin Erksan tarafından sinemaya uyarlanmıştır. Filmin başrollerini Erol Taş, Hülya Koçyiğit ve Ulvi Doğan paylaşmıştır. Susuz Yaz film çekilirken henüz 16 yaşında olan Hülya Koçyiğit'in ilk ve filmin yapımcılığını da üstlenen Ulvi Doğan'ın ilk ve son filmidir. Ayrıca Erol Taş'ın da figüranlık dışında başrol oyunculuğu yaptığı ilk film olması özelliğini de taşır.

1963 yılında yapımı tamamlanan film Türkiye' de sansür engeline takıldığından yayımlanamaz ve rafa kaldırılır. Daha sonra filmin başrol oyuncularından ve yapımcılarından olan Ulvi Doğan, filmi arabasının bagajında Avrupa'ya kaçırır. Filmin afişinde yönetmen kısmında adı yazan Metin Erksan yerine, bir başkasının ismini yazarak Berlin Film Festivali'nde filmi yarışmaya sokar. Ulvi Doğan ve Metin Erksan arasındaki sürtüşmenin temelleri de burada atılır. Susuz Yaz Berlin'de büyük ödül olan Altın Ayı ödülünü alır. Söylenenlere göre jüri, daha film bitmeden ödülü vereceğini kesinleştirmiştir bile. Ödül sonrası  ise Avrupa'da sükse yapan filme devlet tarafından itibarı geri verilir.

Filmin restore edilmiş versiyonu 2008 yılında 61. Cannes Film Festivali'nde klasik filmler bölümünde gösterime girdi. Ayrıca Susuz Yaz aldığı 22.582 oyla, yapılmış en iyi Türk filmi seçilmiştir.

Konusu ve Eleştirisi

Osman ve Hasan iki kardeştir. Osman'ın eşi yeni ölmüş, Hasan ise sevdiği kız olan Bahar'ı kaçırarak yeni evlenmiştir. Sıcak yaz günlerinin etkisiyle oluşan kuraklık sonrası, Osman tarlalarından çıkan suyu diğer köylüler ile paylaşmak istemez. Hasan bu duruma pek razı olmamasına karşın ağabeyi Osman'ın sözünü çiğnemek istemez ve kabul etmek zorunda kalır. Köylüler bu duruma karşı sert tepkiler verir. Bu sert tepkiler ilk olarak kendini şiddet olarak daha sonra da mahkemeye şikayet etme şeklinde gösterir. Bu sırada Osman kardeşi Hasan'ın eşi Bahar'a karşı cinsel duygular besliyordur, böylece hikaye şekillenir. Su sebebiyle çıkan bir kavga sonrası Osman ve Hasan su kaynağı etrafında nöbet tutmaya başlar. Nöbet sırasında su kaynağının yönünü değiştirmek isteye köylüler gizlice gelirler. Bu sırada suyu korumaya çalışan Osman ve Hasan ateş eder ve köylülerden birini vururlar. Osman Hasan'ın genç olduğunu bu yüzden az ceza yiyeceğini, eğer Hasan içeri girerse, mallarına ve Bahar'a sahip çıkacağını söyleyerek kandırır ve suçu üstlenmesini sağlar.. Hasan'ın suçu üstlenerek hapse girmesi ile beraber Osman verdiği sözlerde durmadığı gibi Bahar'ı da taciz etmeye başlar. Bir gazete haberinde Hasan'ın niteliklerine benzeyen birinin öldüğü haberini alır ve gerçek dışı olan bu habere başta Bahar olmak üzere, herkesi inandırır. Hasan'ın ölümüne Bahar'ı inandırması ile birlikte Bahar'ı baştan çıkarması gecikmez. Af sonucu hapisten çıkan Hasan, başta Osman'ı öldürmeyi planlamasa da duydukları karşında kendine hakim olamaz ve Osman'ı öldürerek suyu tekrar köylülerinde kullanımına açar.

Susuz Yaz, iktidar kavramını mülkiyet ve cinsellik üzerinden işler, su ve kadın üzerinden kavramları üzerinden metaforlaştırır. Osman kendi arazisi içinden çıkan suyu da kendi mülkiyetine almak istemiştir. Metin Erksan'a göre bu olay gerçek hayatta da yaşanan mülkiyet sorununa ışık tutmuştur. Film 1964 yılında yayımlanır. 1969 yılında hükumet tarafından ''Kimin mülkünden kaynak çıkıyorsa o kamunundur, ancak ilk kullanım hakkı mülkiyet sahibinindir'' dendi. Erksan'a göre bu kanunda onun ve Susuz Yaz'ın etkisi büyüktür.


Bu mülkiyet düşkünlüğü Osman'a Hasan'ı öldürme hırsı sağlamıştır. Filmde bu açgözlü bakış açısına eleştiri de getirilir. Filme Altın Ayı ödülüne veren jüri buna sebep olarak ''dünyanın en kadim konularından birini iktidar mücadelesini, Habil-Kabil hikayesini çok çarpıcı ve modern bir şekilde ifade etmesi'' olarak göstermiştir.

Diğer bir mücadele Osman'ın libidosu yüzünden, Bahar'ın mülkiyeti üzerinden gerçekleşir. Hasan'ın hapse girmesini fırsat bilerek Bahar'ı önce taciz etmeye başlar. Öncesinde
 köpek sahnesi ve tavuğun kesilmesi sırasında Bahar üzerinde hakimiyet kurmaya çalışmıştır. Bahar'ı baştan çıkardıktan sonra ayaklarını yıkatması ve kadının, erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığını söylemesi onun iktidarının ilanı olmuştur.

Filmin son sahnesinde Hasan hapisten çıkar ve Osman'ın karşısına dikilir. Osman, kendini kurtarmak ve yerini korumak için Bahar'ı da vurmaktan çekinmez, ancak Hasan karşısında mağlup olarak iktidarda ki yerini kaybetmiş olur. Böylece mülkiyetine aldığı suyu ve kadını da kaybetmiş olur.

Kaynak: Godfather Dergi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder