Her yıl Hz. İsa 'nın doğumu, noel ismi ile bayram olarak kutlanır. Bu doğum jülyen takvimine göre 25 aralığa denk gelir. Bu yüzden de noelin başlangıcı, bu tarihtir. Ancak Ermeni Kilisesi gibi bazı doğu Ortodoks kiliseleri 6 ocakta da kutlarlar.
Noel zamanında bazı ritüeller yapılır. Bu dönemde korolar tarafından noel ilahileri söylenir, noel ağaçları ve evler süslenir, noel gecesi çocuklara hediye bıraktığı düşünülen noel baba kişiselleştirilir, tebrik kartları atılır ve yemekler yenilir. Bu yemekler değişkenlik göstermekle birlikte genelde hindi ve sosistir, tatlı olarak da kekik üzerine brengi dökülerek oluşturulan noel pudingi yapılır.

Bu çam ağacı süsleme geleneğinin kökeni ağaç ve güneş kutsallaştırmalarından gelir. Eski Türklerde yerin göbeğinden göğe kadar yükseldiği düşünülen bir hayat ağacı vardı. Bunun üzerinde ise gök tanrısı Ülgen 'in olduğu düşünülüyordu. Bir başka kutsal kutsal ise güneşti. Güneşe tapılmıyordu fakat önemi büyüktü. Bu yüzden günlerin tekrar uzamaya başladığı, güneşin savaş içinde olduğu geceyi yendiği ve tekrar kendini gösterdiği 22 aralık günü bayram kabul edilirdi. Bu bayramda, o dönemlerde Türklerin yaşadığı bölgeye özgü bir ağaç olan akçam alınır eve konulur ve süslemek sureti ile donatılırdı. Tanrının o yıl verdiği güzel yaşama şükür amaçlı, ağacın altına çeşitli hediyeler konulurdu. Gelecek yıl için niyaz ettikleri şeyler için ise adak mahiyettinde, çeşitli kurdeleler ve paçavralar bağlanırdı. Bu bayram sırasında büyük kutlamalar yapılırdı. Bu kutlamalar sırasında aile büyükleri ziyaret edilir, özel yemekler yapılır, yeni ve temiz giysiler giyilirdi.
Bu ağaç süsleme geleneğinin hristiyanlık ile bir ilgisi yoktur, tamamen pagan Türk kültü ile ilgilidir. İznik 'te 325 yılında yapılan konsülde bu adeti paganlıktan arındırmak için karar almışlardır. İsa 'yı güneş olarak kabul ettikleri için, güneş doğumu anlayışı ile İsa 'nın doğumu anlayışını benzeştirerek, bu geleneği hristiyan geleneğine dönüştürmüşlerdir.
Bu gelenek ilk defa 16 yy. sonlarında ilk defa Almanlarda kullanılmıştır. Daha sonra Almanlardan Fransızlara geçerek hristiyan dünyasına yayılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder